ÇALMANDA-KETENLİ
BELDESİNE-KÖYÜMÜZE SILA’I RAHİM
E ü z ü b i l l a h i m i n ş ş e yt a n i r r a c i m
B i s m i l l a h i r r a h m a n i r r a h i m
Elhamdülillah Biz Müslüman Türkler, Malazgirt’ten Anadolu’ya Girdik,
Malumdur; Yüzbin İmanlı Askerle, Üçyüzbin Köhne Bizanslıyı Yendik.
Anadolu Kapısı Açılınca Arda Kadar, Büyük Selçuklu, Yeşil Tuğuyla,
Ta İç Anadolu’ya Erişti; Savaş Libası Kefeni Olan Alparslan, Orduyla.
Akınlar Sıkça Sürdü Ve İmanlı Mücahit Türkler Bu Yerlere Yayıldılar,
Malatya, Muş, Erzurum, Sivas, Kayseri, Konya İllerine Kökü Saldılar.
Anadolu Selçuklu Türk’ü, Mavi Sancaklı, Başlayınca Dalgalanmaya,
Konya Ve Havalesindeki Bütün Beldeleri Yurt Edinip, Tuttular Maya.
Selçuklunun Hükmü Olduğu Zamanda Nice Allah Dostu da Geldiler,
Her Biri, Bir İl’e, Beldelere Dağılıp, Halkı İslam’a, Hak’ka Davet Ettiler.
Gelenlerin Hepsi İman Ehli; İlim, Sanat Sahibi; Kimseye Elin Açmaz,
Muradını Ancak Allah’tan İster, O’nun Kapısından Gayriye, Varmaz.
Türkistan Ve Horasan’dan Hacı Bektaş, Mevlana Ailesi, Şems Gelir,
Bir Çok Hak Ereni, Kullukta İlerleme, Yükselmeyi, Bu Cihatla Bir Bilir.
Muhittin Arabi, Sadreddin Konevi, Mevlana,Yunus Emre Bunlardan,
Daha Nice Allah Dostu Kendin Gizlemiş; Ama Hep Aynı Anlayıştan.
Bu Arada, Selçuklu Ömrü Biter, Devamı Osmanlı Devleti Kurulur,
Artık Bundan Sonra, Yeni Hedefle, Batı Anadolu,İstanbul Ülkü Olur.
Şimdikiler Kızıl Elmayı, Ta Gerilerdeki Türk İllerine Varmakta Bilirler,
Lakin, Oralardan Buraya Doğru Yola Çıkanlar, Kızıl Elmaya Ererler.
İşte, Bu Zamanda Horasan Beyi Seyyid Harun’a,Hak Bir Emir Verir,
Ya Harun, Kalk, Yola Çık; Küpe Dağı Eteğine, Bir Şehir Kur, Denir.
Bu Müjdeyle Seyyid Harun Tac,Taht Bırakıp, Kırk Yaran Yola Çıkar,
Binlerce Fersah Yolları Aşarak, Konya’ya Gelip, Orada Küpeyi Sorar,
Nihayet, Aylar Sonra, Uzun Yolculuk Neticesi, Küpe Dağına Gelinir,
Aldığı İlahi Emir İle Velvelid Taşlarını Yürüterek, Seydişehir Kurulur.
Bu Sıralar Tarih, Miladi Binüçyüz Civarı, Beyşehir’de Bir Bey Vardır,
Hak’kın İnayeti İle Bu Yeni Şehire Göçen Halk Birbirleriyle Kaynaşır.
Tarihi Rivayettir; Selçuklu Devletinin En Olgun, Kuvvetli Zamanları ,
Sefer, Baki Ve Abdi İsimli Olan Türk Beyleri, Kurarlar, Çalmanda’yı.
Çalmanda’nın Kuruluş Zamanı, Yaklaşık,Miladi, Binikiyüzelli Yılları,
Bundan Anlaşılan;Seydişehir’den de Önce Kurulsa Gerek,Burası.
Türkçede, Çalma; Patates Demek;Eskiden Çokça Ketende Ekilirdi,
Bundan Naşi Olsa Gerek; Önce Çalmanda, Sonra Ketenli, Denildi.
Elde Mevcut Devlet Sicilli Kayıtlara Göre, Binbeşyüzyedi, Tarih Var,
O Zamandan Beri, Bu Beldeden Devlete Ödenen Daimi Vergi Var.
Sonraki Osmanlı Yıllarında Nüfusu Artar; Cami, Medrese, Hamamlı,
Hatta Müderris Bile Atanır; Alim, Fazıl, Yetişkin Kişileri de Var,Namlı.
Hafız, Hoca, Derviş te Eksik Değildir; Sofu İbrahimler, Molla Celiller,
Ve Osman Efendi İle Kara Hafız, Hafız Hoca Efendiler, ki Bilinenler.
Köyün Eski Sülaleleri;İbişler,Halliler, Süllüler, Gilliler,Katırcı,Haceller,
Sofular, Köseler,Marzıyalar,Felekler,Topçular, Zeyrek, Molla Celiller.
Dahası Var; Kerimler, Dilikler, Durmuşlar, Hamırlı, Kıynaş, Gacarlar,
Necipler, Tütüncüler, Zadeler, Hacı İbrahimler, Tulasalı, Vb., Acarlar,
Beldenin Dağları, Yaylaları, Gölleri ve Pınarları, Akar Suyu da Var,
Nallaca, Harım, Suuçtu, Asar, Çatalolukla, Keşlikte Kişner Tayı Var.
Av İçin Kınalı Keklik,Tavşan,Tilki, Kurdu Dahi Eksik Değil, Maşallah,
Bundan Sonrası Beldeye Daha Güzel Hizmetlerde Verilir, İnşallah.
Okulu, Değirmeni, Fabrikası, Hamamı, Odası, İnternette Sitesi Var,
İşte, Burada Uzak-Yakın Gelip Toplandığımız Gibi; Bir Derneği Var.
Kimi Seydişehir’e Gitmiş, Aleminyum da Çalışır; Ayrı İş,Güç Sahibi,
Kimi Konya’ya Göçtü; Bahçıvan, Sanatkar, Fabrikatör, Garip Naibi.
Kimi Türkiye’ye Dağılmış; İzmir, Manisa, İstanbul, Ankara,Bursa’da,
Kimi Yurt Dışında: Almanya, Fransa,Belçika,Hollanda,Amerika da.
Bazıları; Memur, Asker, Polis,Yönetici,Hakim,Doktor, Öğretmence.
Velhasıl; Çalmanda-Ketenli Adı, Tarihi,Yeri,Güzelliği İle Bizim Yurt,
Sağmal Sığır, Keçi,Tereyağı,Bal,Patates,Keten,Termiyeli Şirin Yurt.
Hak’tan Dileyelim ki; Burada Olduğu Gibi, Ahirette de Birlik Olalım,
Yarın, Allah Ve Habibi Huzurunda; Yüzü, Gönlü Paklardan Olalım.
Allah:“Hiç Bilenle, Bilmeyenler; Aydınlıkla, Karanlık Bir Olur mu”,Der.
Rasulullah’ta:“Kendini Bilen,Rabbini Bilir; Nefsinizle Cihat Edin”,Der.
Bu Dünya, Ömürler, Verilen Sayısız Niğmetler, Bu Yurtlar Bize,Ata,
Bunlar Bir Gün Hep Elimizden Alınıp, Amel İle Kalacağız Baş Başa.
Kimler Gelmişte, Ebediyen Burada Kalıp,Ölmemiş;Kazık Kakmış?
En Sevgili Peygamberlerden Dahi Var mı Böylesi,Alemde Kalmış?
Öyleyse; Ey Hemşehrilerim, Dinde, Kanda Yakın Kardeşler, Gelin !
Bu Dünya, Ele Verilmiş Bir Fırsatken, Hak’ka Layık Azık Devşirelim.
Geliniz, Vazgeçip; Senlik,Benlik,Şehvet,Şöhret,Gurur-Kibir,Riyadan;
Af İsteyip Allah’tan, Şefaat Dileyip Nebiden, Himmet Alıp Evliyadan.
Birbirlerimizi Kırmayalım, Zemmetmeyelim Ve Gücendirmeyelim,
Ola ki, Bir Hata Ettikse,Tövbe Edip;Gönül Yıktıksa, Özür Dileyelim.
Ana, Babayı, Ataları Baş Tacı Eyleyip; Kardeş, Akraba Gözetelim,
Mürşit, Hoca ,Alim, Üstad-Ustayı Unutmayıp, Sılayı Rahim Edelim.
Eş, Evlat, Arkadaş İle Komşunun Ve Yakınların Haklarını Verelim,
Öksüz,Yetim, Kimsesiz, Garip, Yolcu İle Fukara,İhtiyaçlıyı Görelim.
Haramlardan Sakınarak; Kendimizin Olmayana, Eli Uzatmayalım,
Ki, Yarın Hak’kın Divanında Meyus Ve Zelil Hallerde Kalmayalım.
Kim Burada Ne Ederse;Ancak Kendisine Eder; Eden Bulur, Denir,
Kimseyi Alay Etmemek Gerek; Kime Nasıl Gülersen,O,Başa Gelir.
Malum Söz::Etme, Bulma Dünyası; Hay’dan Gelen, Hu‘ya Gider,
Sanma Yaptıkların Başkasınadır; O Yapılanlar, Yine Sana Döner.
İlim Tahsil Edip; Kur’an,Hadis, Fen,Ticaret,Sağlık Bilgisi Öğrenelim
Eğer İlla Kabe’ye Gitmekse Gidelim, Gidemezsek Sema, Dönelim.
Kulun Esas Yaratılış Hikmeti; Maddi Ve Ruhi Geldiği Aslı Bilmektir,
Yunus’un Dediği Gibi; Sen Kendini Bilmezsen,Bu Nice Okumaktır.
Gerçek Cami, Minare Sensin; Muazzam Kabe Sende Değil midir?
Öyleyse Ey Kardeşim;Yere,Göğe Sığmayıp;Gönüle Sığan Kimdir?
Şu Alemde Her Ne Varsa, Sende, Bende Ve Hepimizde Gizlidir,
Sert, Donmuş Buz Ve Karın İçindeki Gizli Sır, Su Değilde Nedir ?
Kur’an’ın Özü Fatiha’yı Her Vakitte, Günde Kırk Kez, Hep Okuduk,
Acaba, Kaçımız Bunun Derununa İnerek, Büyükçe, Fatih Olduk?
Sakın Yanlış Anlamayın Dostlar; Niçin Yaratıldığımızı Bilmeliyiz,
Rasulün Yaşayıp, Mirac Ettiği Gibi,Aynı Hallere Bizde Ermeliyiz.
Arif İçin, Fazla Tarife Hacet Yokki, Feraset Ehli Olanlar Bunu Anlar,
Bizimkisi Acizane Bir Hatırlatma, Hep İslam, İmanlısınız, Ey Canlar.
Bu Alem Bir Tarla, Harman; Ekersen Biçer, Gelirsen Göçersin,
Eğer Namaz Kılarsan Mirac; Oruç Tutarsan Bayram Edersin.
Bu, Aciz Hemşehri Kardeşiniz, Belki Boyundan Büyük Kelam Etti,
Hakkınızı Helal Eyleyin Bize; O, Bununla Asıl Kendine Nasihat Etti.
Varın Hepiniz Kalın Sağlıcakla Ve Selametle,Yolunuz Açık Olsun,
Bütün Eba Enced,Geçmiş İman Ehli Atalara da Rahmetler Olsun.
Hak Tela, Hiç Zeval Vermesin, Dinimize, Milletimize, Devletimize,
Hep Birlikte Düa Eyleyelim, Baştaki Büyüklere Ve Geçmişlerimize.
Gelin, Şimdi Hep; Estağfirullah İle, Üç İhlas, Bir Fatiha, Okuyalım,
Hem Dilde, Hem Gönüllerde, Dünya Ve Ahrette de Birlik Kalalım.
Ey Mehmedi; Sen Mırış Hacı İbrahim İle Molla Celiller’in Evladısın,
Elbet Bir Gün Sana da Hak Vaki Olacak, Aman, Benlikten Sakın !